‘Takvim Yaprağı’ Kategorisi için Arşiv

1912’de yapımı tamamlandığında dünyadaki en büyük buharlı yolcu gemisiydi. 15 Nisan 1912 de daha ilk seferinde bir buz dağına çarpmış ve yaklaşık iki saat kırk dakika içinde Kuzey Atlantik’in buzlu sularına gömülmüştür.

Titanic zamanında mevcut olan en ileri teknolojileri kullanmıştı. Birçok insan tarafından “batmaz” gemi olarak inanılıyordu, bu inanış batmadan önce bu şekilde tanımlanmış ve lanse edilmişti.Bu derece ileri teknoloji ve eğitimli mürettebata rağmen batışı birçoğu için şoktu. Medya ise Titanic ‘in ünlü kurbanları ve batışı ile ilgili efsaneleri sürekli gündeme getiriyordu.

 Titanic lüks, zenginlik ve ihtişam konusunda tüm rakiplerinin üzerindeydi. Gemi’de standart olarak ana güvertede yüzme havuzu, spor salonu, hamam, hem birinci sınıf hem de ikinci sınıfta kütüphane, tenis kortu vardı. Birinci sınıf ortak odaları çok özel ağaç işlemeciliği, pahalı mobilyalar ve diğer dekorasyonlar ile süslenmişti. Buna ilave olarak birinci sınıf yolculara çardak biçiminde dekorasyon ile süslenmiş güneşli veranda altında mutfak hizmeti vermekteydi.

Gemi bulunduğu zamana göre gelişmiş teknolojik özellikler ile donatılmıştı. Buhar jeneratörleri tarafından desteklenen geniş bir elektrik altyapısı vardı, elektrik kabloları aynı zamanda elektrik lambalarını besliyordu. Gemi aynı zamanda iki Marconi radyo sistemi ile de gurur duymaktaydı. Vardiya halinde çalışan operatörler tarafından çalıştırılan 1500 watt’lik sistem sabit bir iletişim ve birçok yolcu mesajlarının aynı anda transferine olanak sağlamaktaydı.

Titanic ilk seferine İngiltere’nin Southampton limanından , New York City’e doğru hareket etmek için 10 Nisan 1912 tarihinde Kaptan Smith’in komutasında başladı. Titanic bulunduğu iskeleden ayrılırken, bıraktığı dümen suyu yakın gittiği güney yolu üzerinde geniş ve büyük buzdağları olduğuna dair bir uyarı yaptı. Ancak bu uyarı USN Hydrographic (deniz haritacılığı) bölümüne gitti ve asla köprüye ulaşamadı. Buzdağı uyarıları gün boyunca alınmaya devam etti, ancak bu uyarılar yılın bu zamanları içinde oldukça normal idi. Daha sonra akşam saat 21:30’da, Mesaba gemisi tarafından Titanic’in takip ettiği yolda geniş ve büyük buzdağları olduğu ile ilgili yapılan uyarı, telsiz  odasındaki Jack Phillips ve Harold Bride tarafından alınmasına rağmen, bir takım zaaflar nedeni ile köprüye ulaşamadı. Uyarılar olmasına rağmen, seyir ile ilgili bir değiştirmeye ve yavaşlamayı gerektirecek bir neden yoktu. Titanic’de gözcü olarak üç takım çalışmakta idi, her takım iki kişiden meydana geliyordu ve bu iki kişi iki saatte bir değiştirilmekteydi. Gözcüler köprünün üst kısmında kuş yuvası olarak ifade edilen direğin üzerinde duruyor ve karşıyı sürekli olarak gözetliyorlardı. Başka geceler buzdağının daha önceden görünmesi kesin gibiydi, ancak o gece bir çok faktör beraber hareket etmekteydi, ay yoktu, rüzgar yoktu, dürbün yoktu ve buzdağının karanlık yüzü gemiyi karşılıyor idi.

Saat 00:39’da, Titanic, New Foundland’ın Grand Banks güneyi açıklarında seyir etmekteydi. Gözcüler geminin ön tarafında tam olarak seçilemeyen büyük bir buzdağı farkettiler. Geminin çanı üç kez çaldı ve köprüye telefon geldi. Telefona Altıncı subay James Paul Moody cevap verdi. Gözcülerden Fleet “Orada biri var mı?” diye bağırdı. Moody “Evet ne gördün?” diye cevap verdi. Fleet “Tam önümüzde buz dağı var!” şeklinde bağırdı. Moody kıdemli ve o anda köprüde sorumlu Birinci subay William Mcmaster Murdoch’u uyarmadan önce “Teşekkür ederim” şeklinde cevap verdi ve telefonu kapattı.

Fleet’in buzdağını gördükten sonra, gemi’nin ölümcül çarpışmasını 37 saniyede yaptığı tahmin edilmektedir. Gemi’nin sancak (sağ) tarafı buzdağı tarafından yırtılmıştır, omurgadaki birçok noktada bükülmeler olmuş, suyun altında kalan perçinler atmış ve bu sayede beş kompartıman suya doğru açılmış  ve denizin altında kalmıştır. Çarpmanın tüm etkisi ortalama on saniyede tamamlanmıştır. Altıncı kompartımandaki yani kazan dairesinde pompalar suyu geldiği hızla geri pompalayabiliyordu. İlk beş kompartıman  küçük oyuklar ile delik deşik olmuştu. Öndeki kompartımanlar doldukça, kompartımanlar arasındaki su geçirmez bölmeler kapatıldı. Titanic su yüzünde dört kompartımanın dolması ile ayakta durabilirdi. Ancak gemi beşinci kompartımanlarına da su alıyordu. Kaptan Smith köprüye varır varmaz, çarpmanın etkisi ile birlikte ekibine her şeyin durdurulması emrini etmişti. Çarpmadan sonraki ilk on dakikada bütün kompartımanlar  Atlantik’in buzlu suları ile doldu. Geminin birinci derecedeki subaylarının incelemesini takiben, gemi doğramacısı ve tamircilerinden J.Hutchinson ve Thomas Andrews iki güvertedeki posta odalarını da içine kapsayan detaylı bir inceleme yaptılar, bu inceleme sonucunda görünen oydu ki Titanic batacaktı. Saat gece yarısını vurmadan önce öndeki üçüncü sınıf kısmı suyla dolmaya başlamıştı. Çarpışmadan 25 dakika sonra saat 01:05’de Kaptan Smith bütün cankurtaran filikalarının örtülerinin açılmasını emir etti; beş dakika sonra saat 01:10’da yerlerinden çıkartılmasını ve saat 01:25’de filikaların kadınlar ve çocuklar ile doldurulmasını ve aşağıya indirilmesini emir etti. Saat 01:50’de dördüncü subay Joseph Boxhall ilk beyaz yardım fişeğini ateşledi. Beyaz fişek atılmasının amacı; diğer gemilerden yardım isteyebilmekti. Fakat; asla batmayacağına inanılan Titanic, sefere çıkmadan önce sadece eğlence amaçlı kullanılan beyaz fişeklerle depolanmıştır. Kırmızı renk olan asıl yardım fişeklerine yer verilmemişti. Bu da batma esnasında, fırlatılan beyaz fişeklerin, Titanic’i görebilen diğer gemilerin acil durumu algılayamamasına ve yardımların çok fazla gecikmesine yol açmıştır.

İlk 65 kişi kapasiteye sahip yedi numaralı filika saat 01:27’de sancak tarafından üstünde sadece 28 kişi ile birlikte indirildi. Titanic yolcuları ve mürettabatı ile birlikte 2,228 kişi olmasına rağmen, toplam kapasitesi 1,178 olan 20 filika taşımaktaydı. Numaralar ile isimlendirilmiş onaltı flika mataforalardaydı(vinç), yandan çadır bezli, harf ile isimlendirilmiş ve taşınabilir dört adet filika ise subay yatakhanesinin çatısına yerleştirilmişlerdi. Flikalar için toplamda yetecek alan gemideki yolcuların ve mürettabatın yarısından biraz daha az idi. Yukarıdada ifade edildiği gibi o zamanlar gereken bot sayısı insan sayısı yerine geminin gros ton ağırlığına göre karar veriliyordu. Birinci ve ikinci sınıf yolcularının filikalara erişimi bot güvertesine çıkan merdivenler ile daha kolaydı, fakat üçüncü sınıf yolcuları için bu daha zordu. Alt kısımlarda kalan birçok koridor yüzünden filikalara giden yolu bulmak çok zordu. Ayrıca üçüncü sınıfı geminin diğer alanlarından ayıran ve geminin arka kısmından ikinci kısma geçişi sağlayan kapılar kilitliydi. Birinci ve ikinci sınıfın kadın ve çocuklarının birçogu batış esnasında kurtarıldı, üçüncü sınıfın kadın ve çocuklarında ise durum daha vahimdir, kayıp edilen rakam kurtarılandan daha fazladır. Bununla birlikte kilitli kapılar bot güvertesi ve F-G güverteleri arasındaki iletişimede engel olmuştu. Filikalar bot güvertesinde bekleyen kadın ve çocuklar ile birlikte indirilmeli ve sonrasında ise F-G güvertelerinde bekleyen kadın ve çocukları iskelelerden(aralıklardan) almalıydı. Maalesef botlar basitçe ve hiç durdurulmadan suya indirildi. Bununla birlikte üçüncü sınıfında kurtarılma esnasında ayrılması ile birlikte, birinci ve ikinci sınıfta seyahat eden çocuklardan birisi ve üçüncü sınıfta seyahat eden 76 çocuktan 53’ü hayatını kaybetti.

Felaketin geri dönülemez noktası gece saat 01:15’de gelmişti, o anda geminin ön tarafında bulunan çapa boşlukları suyun altında kalmıştı. Bu noktadan önce, okyanus suyunun girebileceği tek yer buzdağı tarafından oluşturulan yarıklardı. Deniz suyu geminin çapa boşlukları üzerinden sürekli güç kazanıyordu ve bu güç geminin batma hızını dramatik olarak artırıyordu. Saat 02:10’dan beş dakika önce, toplam kapasitesi 65 olan “filika 8” iskele tarafından 28 kişi ile ayrıldı. Aşağı yukarı 10 dakika sonra 9 numaralı filika 56 kişi ile birlikte gemiyi terk etti.

Bot güvertesi zaman geçtikçe daha fazla kaotik hale geliyordu. Saat 02:25’de 11 numaralı filika 70 kişilik yolcu ve mürettabatı ile birlikte sancak tarafından indirildi. Ancak filika’nın indirildiği yer suyu gemi’den dışarıya atmaya çalışan boşaltım pompalarından birine çok yakındı ve bundan dolayı filika denize ulaştığından nerdeyse batıyordu.

Tayfalar filikalar denize inmesine saniyeler kala gemiden bir an önce uzaklaşabilmek için kürekleri çekmeye başlıyordu.On dakika sonra Filika 13 ve 15 tam kapasitesinde indirildi. Boşaltma borusundan atılan su, hızla indirilen 15 numaralı filikanın altında duran 13 numaralı filika’nın arkasından ittirdi. Tayfalar suya indirilen 13 numaralı filikanın iplerini  kesiyorlar ve yönünü değiştirebilmek için manevra yapıyorlardı. Tam bu esnada filika 14 beşinci subay Harold Lowe’in yönetiminde iskele tarafında alçalmaya başladı. Filika alçalmasını devam ettirirken,  filikaya yan taraflardan binmeye çalışanları korkutmak için, filikada bulunanlarında baskısı ile silahını ateşledi. Saat 02:35’de Filika 15 ve 16 gemiyi terk etti, ikinci sınıfın bot güvertesindeki bütün filikalar gitmişti. Gemide sadece birinci sınıfta olmak üzere toplamda kapasitesi 293 olan altı filika kalmıştı, tahminen gemide kalan sayısı ise 1800 olacaktı. Filika 2 ve 4 gemiden son ayrılacak filikalardı. Filika 2 saat 02:45 civarlarında ayrıldı, hemen onu çok yakın olarak on dakika sonra filika 4 takip etti.Bu filikalar batacak olan gemiye en yakın olanlardı. Filika 4 gemiden dondurucu okyanusa düşmüş olan insanların bir kısmını aldı.

Saat 02:45 ‘de geminin üst güvertesi ve ileri güverte su altındaydı ve ileri A güvertesi gezinti noktası  yüzeyin üstündeydi.

Telsiz operatörleri Jack Philipse ve Harold Syndney Bride tehlike sinyali göndermek ile meşgul idi, mesaj CQD-MGY idi, bunun anlamı batıyorum acil yardıma ihtiyacım var şeklinde idi. Bu çağrıya birçok gemiden cevap geldi, bu gemiler Mount Temple, Frankfurt, ve Titanic’in kardeş gemisi, Olympic idi, ama hiçbiri yetişmek için yeteri kadar yakın değildi. Olympic ortalama 930 km uzaklıktaydı. En yakın cevap veren gemi Cunard Line’dan RMS Carpathia idi, aşağı yukarı 107 km uzaklıktaydı ve ortalama geliş süresi dört saatti, ancak Titanic için çok geçti.

Titanic’in acil yardım çağrısını karadan iki nokta aldı. Bir tanesi Cape Race’deki radyo istasyonu diğeri ise New York’da Wanamaker mağazasının tepesinde bulunan Marconi telgraf istasyonu idi. Acil yardım çağrısından kısa bir süre sonra, bu çağrı gemiden gemiye, Halifax’dan New York’a oradan tüm ülkeye yayılmaya başladı. New York’da insanlar White Star Line’in önünü doldurmaya başladı.

Kaynak / Daha Fazlası için: http://tr.wikipedia.org/wiki/RMS_Titanic

14 Nisan 1566.

Kaptan-ı Derya Piyale Paşa, Sakız Adasını fethetmiş ve Ceneviz Kolonisine son vermiştir. Sakız Adasının fethi ile Batı Anadolu kıyılarının güvenliği sağlanmış ve Cenevizli korsanlara büyük bir darbe indirilmiştir.

Piyale Paşa, 14 yıl Kanuni Sultan Süleyman döneminde Kaptan-ı Deryalık yapmış ve önemli zaferler kazanmış bir denizcimizdir. Piyale Paşa, Hırvat veya Macar devşirmelerindendir. Kanuni Sultan Süleyman zamanında henüz çocukken Saraya alınmış, Enderun’un tahsil ve terbiyesi ile yetişmiştir.Uzun bir eğitim döneminden sonra 1547’de Enderundan Kapıcıbaşılık unvanı ile çıkmış olan Piyale Paşa, 1554 yılında Sinan Paşanın vefatı üzerine Gelibolu Sancak Beyliği ile Kaptan Paşalığa getirilmiştir. Kanuni Sultan Süleyman’ın şan ve zaferler ile dolu geçmekte olan döneminde, Piyale Paşadan Akdeniz’deki Türk hakimiyetinin devamı istenmiştir.

          1553 baharında Piyale Paşa, Turgut Reis ile beraber, 60 parçalık bir donanma ile Akdeniz’e çıkmıştır. Bu seferde İtalya, İspanya yalılarında bazı kaleler zapt ve bazıları muhasara edilmiştir.

          Tunus hududu içinde bulunan Bizerta limanı ve kalesi 1555’de Piyale Paşa tarafından zapt olunarak, Türk hakimiyetine katılmıştır.

          1556 yılında 150 parçalık büyük donanma ile Akdeniz’e açılan Piyale Paşa, İspanyolların elinde bulunan Mayorka Adasını ele geçirmiş ve İstanbul’a büyük ganimetler ile dönmüştür.

          Piyale Paşa, 14 Mayıs 1560 tarihinde Haçlı Donanmasına karşı Cerbe Deniz Zaferini kazanarak, Akdeniz’de Türk hakimiyetini sağlamlaştırmıştır. Piyale Paşa, bu başarısından dolayı Kanuni Sultan Süleyman tarafından Cezayir Beylerbeyliğine yükseltilmiştir. 

          Piyale Paşa, Cerbe Deniz Zaferinden sonra 1565 Malta kuşatmasında Turgut Reis ile beraber bulunmuş ve bu seferin ertesi yılında, Sakız Adasını ele geçirmiştir.  Bu dönemde Kanuni Sultan Süleyman’ın vefatı yerine yerine geçen II.Selim, Piyale Paşaya Kubbe Vezirliğini vermiş, Yeniçeri ağası Müezzinzade Ali Paşayı Kaptan Paşalığa getirmiştir.  Müezzinzade Ali Paşa, 1571’de İnebahtı’da yenilgiye uğramış, ve 14 yılık Kaptan Paşalığı esnasında daima zaferler kazanmış olan Piyale Paşa, hayatında böyle acı bir mağlubiyetin şahidi olmuştur.

          Piyale Paşanın Kasımpaşa’da Büyük Piyale Paşa Camisi, mescidi, medrese ve tekkesi  bulunmaktadır. Piyale Paşa, bu caminin yanındaki türbede; oğulları ve kızları ile beraber yatmaktadır. 

(Kaynak: Türk Deniz Kuvvetleri Ana Sayfası)