Sokrates’in Son Anları

Yayınlandı: Mayıs 18, 2011 / Tarih
Etiketler:, , , , , , , ,

Sokratesin baldıran içerek ölmesine karar verildi. Dostları hapishaneye gelip onu kolayca kaçıracaklarını söylediler. Sokrates ile özgürlüğü arasına giren herkese para yedirmişlerdi. Ama o bunu kabul etmedi. Yaşı yetmişti, tarih  M.Ö.399 ; artık ölmesi gerektiğini düşünmüştü belki de. Ağlayıp sızlanan dostlarına “ Kaygılanmayın” dedi. “Gömdüğünüz sadece benim bedenimdir” dedi. Eflatun bu sahneyi “Phaidon” adlı eserinde şöyle dile getirir;

” Sokrates ayağa kalktı. Yıkanmak üzere başka odaya geçti. Kriton bize kalmamızı söylerek arkasından gitti. Aramızda konuşulanları tekrar tekrar gözden geçirdik. Aynı zamanda içine düştüğümüz felaketin büyüklüğü üzerine konuşarak onu bekledik. Yıkandıktan sonra yanına çocukları getirildi. İkisi küçük, biri büyük üç çocuğu vardı. Yakınlarından kadınlar da geldiler. Kritonun yanında onlara öğütler vererek konuştu. Sonra kadın ve çocuklarına gitmelerini söyledi ve yanımıza geldi. Güneş batmak üzereydi. Bundan sonra konuşma çok kısa sürdü çünkü Onbirlerin uşağı önüne dikildi. Uşak “Sokrates” dedi. “Başkalarına ettiğim sitemi doğrusu sana edemem. Hakimlerin buyruğu olan bu zehri içeceksiniz dediğim zaman, bana kızıp güceniyorlar, beni lanetliyorlar. Başka başka fırsatlarda olduğu gibi onların aksine, senin en yiğit, en yumuşak huylu ve şimdiye kadar buraya gelenlerin en iyisi olduğunu daha buraya geldiğin ilk anda anladım. Şimdi bile buna kızıp gücenmediğinden eminim. Sen onları, buna sebep olanları pek iyi tanırsın,onlara kızıyorsun. Şimdilik sana ne haber vermeye geldiğimi biliyorsun, haydi; hoşçakal, alın yazın ne ise o olur, elinden geldiği kadar dayanıklı ol” dedi ve döner dönmez gözlerinden acı gözyaşları döküldü. O zaman Sokrates ona bakarak ” Sen de hoşçakal, dediğini yapacağım” dedi. Sonra bizlere dönerek ekledi;” Şu adam ne kadar ince duygulu! Burada bulunduğum sürece beni görmeye, benimle ara sıra konuşmaya geldi. İnsanların en iyiysiydi o; şimdi de ne kadar temiz ve açık yürekli, benim için ağlıyor! Haydi bakalım Kriton, sözünü dinleyelim. Ezilmişse zehri getir, değilse ezin!” Kriton ona cevap olarak;” Fakat Sokrates, eğer yanılmıyorsam güneş henüz dağların tepesinde, daha tam olarak batmadı. Başkalarının buyruktan çok uzun süre sonra,iyice yiyip içtikten, hatta bazılarının sevdikleriyle başbaşa kaldıktan, seviştikten sonra zehri içtiklerini biliyorum. Acele etme, daha zaman var.” dedi.  Sokrates “Pek tabii Kriton” dedi. ” Sözünü ettiğin adamların senin bu dediklerini yapmaları, bunu bir kazanç olarak görmelerindendir. Bana gelince, böyle bir şey yapmamam pek yerindedir. Çünkü, zehri biraz geç içmekle kazanacağım pek bir şey yok; böylece hayata bağlanmakla, artık birşey kalmadığı halde onu korumak ve esirgemekle kendi kendime gülünç olurum. Bu kadar konuştuğumuz yeter, haydi, sözümü dinle, dediğimi yerine getir” dedi.

Ana südü gibi içmişte ölümü, eğilmemiş celladın önünde” demişti bir şair, Sokrates için. Bu büyük bilge, insanlık için yüreği kadar büyük bir ders bıraktı arkasında. Onu anlamak için Eflatun’u okuyun,dinleyin !

Yorum bırakın